Günümüz rahat ve konforlu yaşama geçebilmemiz adına, geçmişte birçok icat Yapılmıştır. Bazı icatlar, hala günümüzde de geçerliliğini sürdürürken, bazı icatlar ise başka icatların temelini oluşturmuştur. Günümüzde “onsuz olsa” diyebileceğimiz bir enerji kaynağı olan elektrik de bu icatlar kategorisinde yer alabilir. Elektrik, şuan hayatımızın her alanına girmiş olan hemen hemen her teknolojik cihazın ihtiyacı diyebiliriz. Peki, elektrik icadını daha yakından incelemeye ne dersiniz?
Elektriğin icadına bakacak olursak eğer, milattan öncesine kadar uzanmamız gerekiyor. Elektriğe dair ilk adımı Yunanlı filozof ve bilge Thales (M.Ö. 640-546) atmıştır. Thales, elektriği kehribarla ilgili sanmış ve elektron adını vermiştir.
16. yüzyıla gelindiğinde ise İngiliz bilim insanı William Gilbert, elektrik konulu ciddi araştırmalar yapmıştır. Günümüzde kullandığımız “elektrik” terimini ilk kullanan bilim insanı olarak bilinmektedir. Gilbert çalışmalarında daha çok statik elektrikle manyetizma arasındaki ilişkiyi konu almıştır. Şuan hala kullanmış olduğumuz elektrik yüklerinin artı ve eksi kutuplarının adlandırmasına hayat vermiştir. Hatta yaptığı çalışmalardan dolayı William Gilbert elektrik mühendisliğinin elektrik ve manyetizmanın babası olarak kabul edilir.
1800’lü yıllara gelindiğinde pilin icadı ve buradan doğan elektrik akımını ortaya koyan Alessandro Volta, elektriğin icadı sürecine büyük bir katkı sağladığını söyleyebiliriz. Söz konusu batarya, ilk devamlı ve güvenilir elektrik kaynağı olmak niteliğiyle, öteki buluşlar ve uygulamalar yolunda dünyaya kılavuzluk etmiştir.
1808 yılında ise bilim insanı Humphry Davy elektriğin ışık ya da ısı enerjisine dönüşebileceğini elektrik akımı taşıyan iki kömür elektronu birbirinden ayırarak bir ark oluşturarak gösterdi.
1820 yılında Hans Christian Orsted, ise elektrik akımının iletken çevresinin içinde mannetik olan bir alanın varlığını ortaya koydu.
1900’lerin başında, Edison ile birlikte çalışan Sırp asıllı Amerikalı mühendis, mucit ve elektrik sihirbazı Nikola Tesla elektriğin doğuşuna önemli katkılarda bulundu. Elektromanyetizma alanında birçok çalışmaya imza attı. Yapmış olduğu alternatif akım (AC), AC motorları ve çok fazlı elektrik dağıtım sistemi ile ilgili yaptığı çalışmaları devrim niteliği taşımaktadır. Tesla’nın alternatif akım motorunu satın alan Amerikalı mucit ve sanayici George Westinghouse, ise bu çalışmayı geliştirdi.
19. yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde elektrik artık laboratuvar ortamından çıkarak sanayi ve günlük yaşama girmeye başladı. Ve Zénobe-Théopline Gramme, elektrik enerjisinin havai hatlar aracılığıyla etkin bir biçimde iletilebileceğini gösterdi.
1881 yılında Edison’nun New York’ta kurmuş olduğu ilk elektrik üretim merkezi ile elektrik bir enerji olarak dağıtılmaya başlandı. Şüphesiz ki bu insanlık için bir devrim etkisi yarattı.
Şu zamana kadar baktığımızda elektriğin tarihsel gelişimi uzun yıllara ve uzun çalışmalar dayanmaktadır. Birçok bilim insanı, birçok çalışmalar ile günümüzün rahat yaşantısına katkı sağlamıştır.
Paylaş:
Facebook Twitter WhatsApp Google+